Loading...

eğitim bilimleri kritik notlar


                                                           ÖNEMLİ NOTLAR DİZİSİ

Birlikte Öğrenme Modeli (BÖM )

BÖM özellikle konuşma yoluyla dili kullanarak etkileşimin önemli olduğu yabancı dil eğitiminde çok yararlıdır.İş yükünü çok fazla arttırmadan öğrencilere daha üst düzeyde ödev ve projelerin yaptırılabilmesini sağlar.Zayıf öğrencilere bire bir yardım edilebilmesini sağlar
 

5E modeli

  • Giriş aşaması: Öğrencilerin ön bilgilerinin açığa çıkarıldığı ve yeni öğrenilecek konuya eğlendirici, merak uyandırıcı bir girişin yapıldığı bölümdür. Beyin fırtınası yapmak bu bölümü daha eğlenceli kılabilir. Ayrıca konuyla ilgili sorular sorup öğrencini hazırbulunuşluluğunu ölçeriz.(basit düzey)
  • Keşfetme aşaması: Öğrencilerin aktif olarak sorunu çözmek için düşünceler ürettiği ve çözüm yolarına dönüştürdüğü bölümdür. Öğrencinin neler yapabileceğini sorunumuz için ne gibi çözüm yolları geliştirdiğini anladığımız bölümdür.(araştırır)
  • Açıklama aşaması: Öğretmenin öğrencilerin yetersiz olan düşüncelerini daha doğru olan yenileriyle değiştirmesine yardımcı olduğu, öğretmenin gerekli tanımları ve açıklamaları yaptığı aşamadır. Giriş bölümünde sorduğumuz soruların cevaplarını bulmalarını sağlarız. Ayrıca konu en ince ayrıntısına kadar açıklığa kavuşmuş olur öğrencinin aklında konuyla ilgili sorun kalmaz.
  • Derinleştirme aşaması: Burada öğrenciler kazandıkları bilgileri veya problem çözme yaklaşımını yeni olaylara ve problemlere uygular. Bu yolla zihinlerinde daha önce var olmayan yeni kavramları öğrenmiş olurlar. Ayrıca günlük hayattan örnekler vererek konunun daha iyi anlaşılması sağlanabilir.
  • Değerlendirme aşaması: Öğretmenin problem çözerken öğrencileri izlediği ve onlara açık uçlu sorular sorduğu, aynı zamanda yeni kavram ve becerileri öğrenmede, öğrencilerin kendi gelişimini değerlendirdikleri evredir. Girişteki soruları tekrar sorarız ve aldığımız yanıtlara göre konunun ne kadar anlaşıldığını ölçmüş oluruz.

Anlamlandırmayı Artıran Stratejiler

Eklemleme stratejisi, varolan bilgi ile yeni bilgiler arasında ilişkiler kurulmasını sağlar. Bu süreçle yeni bilgi daha anlamlı hale gelecek, kodlama kolaylaşacak ve daha belirleyici olacaktır. Eklemleme stratejileri, yeni bilginin kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe, bilinenle yeni bilgi arasında ilişki kurularak ve birlik yaratarak geçişine yardımcı olur. Örneğin; bir telefon numarasını anlamlı bir tarihle, birisinin yaş günü ile ilişkilendirmek, telefon numarasını anlamlı hale getirecek ve uzun süreli bellekte kalma olasılığı artacaktır (18).

Benzetimler, yeni bilginin daha önceden bilinen eski bilgi kullanılarak, somut olarak açıklanmasına yardımcı olur. Karşılaştırma kullanma da eklemlemeyi sağlayan bir başka yoldur. Karşılaştırmalar, düşünceler ya da özellikler arasında benzerlikleri ve ayrılıkları gösterir.
Örgütleme stratejileri, eklemleme stratejileri gibi yeni materyallerin anlamlılığını artırır. Örgütleme stratejileri gruplama, terim ya da düşünceleri bir araya getirme, küçük alt parçalara bölmeyi içerebilir. Ayrıca önemli düşünceleri belirlemeyi ya da daha geniş bilgiden ana düşünceleri çıkarmayı da içerir. Örgütleme stratejisini kullanan kişi materyali yeniden yapılandırarak düzenleyecek ve kendisi için anlamlı hale getirecektir. Yeniden düzenlemede not alma, özetleme, uzamsal temsilciler oluşturma gibi teknikler kullanılır.

Dönüşümsel Düşünme: Öğrenen bir olayı çözümlemede geçmiş olayları ve durumları zihinde kurgulayarak sonuçlar elde etmeyi başarabilir. Daha önce yaşanmış bir olayı kafasında canlandırıp anlatabilir. Somut işlemler döneminin bir özelliğidir. Dönüşümsel düşünme zamanla ilgili perspektifin kazanılmasıdır. Bu özelliği kazanan bireyler geçmiş bugün ve gelecek arasında bağlantı kurabilirler. Yani geriye ve ileriye doğru düşünebilirler.

Bütünleştirmeci(Kombinasyonel) Düşünme: Bir problemin alt problemlere ayrıldığı durumlarda birden fazla çözümün birleştirilerek çözümlenmesi işidir. Ergen, bir problemin çok sayıda alt problemi içerdiğini dolayısıyla çok sayıda çözüm yolunun birleştirilebileceğini kavrar. Soyut işlemler döneminde geliştirilir.

Hipotetik Düşünme: Günlük hayatta veya eğitim öğretimde karşılaşılan bir sorunu çözmek için olası çözüm yolları geliştirip bunları belirli bir düzene göre yapmayı sağlayan düşünme sürecidir. Eğer …. ve …. olursa …. olur şeklinde genel bir cümle yapısıyla ifade edilir. Hipotetik düşünmede sorunun görünen boyutlarının ötesine geçip çözüme ilişkin yollar belirlenmesi söz konusudur.

Global Düşünme: Temeli, öğrenmeyi kolaylaştırmak için harita çizmeye dayanmaktır. Öğrenmemiz gereken bilgilerin haritalaştırılması esastır. Zihin haritaları, kavram haritaları vb.

Omnipotent Düşünme: Ergenlik dönemindeki bireyin, her işin üstesinden gelebilecek güçte olduğunu düşünmesi. Ergen, her şeyi halledebileceği kanısındadır. Ona göre hayat aslında büyüklerin anlattığı kadar zor değildir.”Bana bişey olmaz” düşüncesi hâkimdir. Ergenler hayal âlemine dalıp gelecekte gerçekleştirebilecekleri şeyleri düşünürler. Düşünmekle de kalmayıp bu hayalleri gerçekleştirebilecek enerjiyle dolu olduklarına, hayatın aslında büyüklerin abarttığında daha kolay olduğuna inanırlar.

workshop(çalıştay):Bilim adamları ve uzmanların bir konuda ön hazırlık yapmak üzere katıldığı inceleme ve değerlendirme toplantısı

Lateral Düşünme: Kişilerin sorunlara farklı yönlerden bakabilmeyi ve geniş düşünebilmeyi öğrenmelerini sağlamayı amaçlayan düşünme biçimidir. Lateral düşünce, klasik düşünce kalıplarının dışına çıkmaktır. Herkesin sahip olduğu verileri farklı şekillerde işleyip ayrıcalıklı sonuçlar çıkarmaktır. Bu düşünme biçimine uygun kullanılabilecek teknikler altı ayakkabılı uygulama, altı şapkalı düşünme ve altı değer madalyası olarak sayılabilir.
Lateral Düşünme: İlk bakışta imkansız gibi görünen bir enstantane anlatılarak, bu noktaya nasıl gelinmiş olabileceği sorulur. Amaç kişilerin sorunlara farklı yönlerden bakabilmeyi ve geniş düşünebilmeyi öğrenmelerini sağlamaktır. Örnek; ormandaki yanmış dalgıç.

Sokratik Yöntem: Soru-cevap tekniği

Sokrat Tartışması: Öğretmenin soru-cevabı da kullanarak sınıfta etkili bir tartışma ortamı oluşturmasına dayanır. İlk aşamada öğretmen , evet-hayır sorularıyla öğrencileri önceki öğrenmelerinden şüphe eder duruma getirir ve ironi oluşturup, yani zihinsel dengesizlik yaşatarak yanlış bilgilerini fark etmelerine yardımcı olur. İkinci aşamada ise yanlışını fark eden öğrenciye önceden planlanmış sorular sorarak doğru bilgi buldurulur.

Sokrat Seminer: Öğrencilere ağır bir metinin inceletilmesi esasına dayanır. Üst düzey metnin incelenmesinden sonra öğrencilere düşünme biçimlerini geliştirici sorular sorulur. Eleştirel düşünme ve tartışma becerileri geliştirilir.


Dizgeli / Programlandırılmış Öğretim (Veysel Sönmez):
Tek bir kuramın, yaklaşımın, yöntemin, tekniğin vb. öğrenme ve öğrenmeyi tek başına açıklamayacağını savunarak ortaya konulan bir sentezdir. Öğrenci merkeze alınır ve üniteler bazlı hareket edilerek diğer derslerle bağlantı kurulur.


Balık Kılçığı Tekniği (Ishikawa): belirli bir sorunun ya da durumun olası nedenlerini belirlemek için kullanılan, çalışma grubunun sorunun içeriğine odaklanmasını sağlayan ve ayrıntılı bir neden-sonuç ilişkisi çıkarmayı hedefleyen bir uygulamadır.

Beyin Eseri: Her öğrenciye bir konunun farklı yönlerini belirten 3 kart dağıtılır. Görüşlerini kartlara yazdıktan sonra kartlar toplanır ve sırasıyla öğrenciler kart çekerek okurlar. Benzerler gruplanır ve tahtaya yazılır. Görüşlere eleştiri yapılmaz.

Beyin Fırtınası: Cevapların mantıklı olması aranmaz önemli olan öğrencide üst düzey zihinsel becerileri geliştirmektir.


Konuşma Halkası: öğrencilerin görüş farklılıklarını görmeye ve farklı görüşlere saygı gösterme davranışını geliştirmeye yarayan bir yöntemdir. Amaç: güven ve saygı atmosferi oluşturarak iletişimi arttırmak. Önce öykü anlatılır, okunur vb. sonra katılımcılar kendilerini bu olayda yer alan birinin yerine koyarak düşündükleri için empati yetilerinin gelişmesi söz konusudur.

Dedikodu: Öğrencilerin konuyu kavramaya çalışmasını, o konuda düşünmesini ve konu hakkındaki çeşitli düşüncelerini öğrenip onları değerlendirmesini sağlar. Öğrenciler ikişerli gruplara ayrılır, verilen konu ya da soruyla ilgili düşüncelerini birbirlerine söylerler ve eşler sürekli birbirinden ayrılıp yeni ilkiler oluştururlar.

Küp Kuramı (Guilford): Zekanın üç temel kategorisinin bulunduğu ileri sürülür.
1- Zihinsel İşlemler;biliş-ıraksak düşünme-yakınsak düşünme-değerlendirme-hafıza”      
2- Ürün “birimler-sınıflar-ilişkiler-sistemler-dönüşümler-uygulamalar”   
3- İçerik “görsel figürler-kelime anlamları-semboller-davranışlar”.   
Altı ürünün, dört nesneyi beş işleme tabi tutması, 5x4x6 = 120 farklı yeteneği ortaya koyar.

Sinektik(aşk suya benzer) Birbirleriyle alakasız parçaları bir araya getirme anlamı taşır. Temeli analoji ;fikirleri başka ortamlara aktarma ye dayanan bir tekniktir. Sinektik uygulamaları için 4 farklı analoji belirtilir:
1- Doğrudan Analoji      2- Kişisel Analoji      3- Ters Analoji      4- Fantezik Analoji

İş yaprağı: karışık bir işin basamaklarını gösterir             
İşlem yaprağı: Bir tek işin basamaklarını gösterir             
Bilgi yaprağı: Temel tanıtıcı bilgileri içerir ya da öğrenilecek işlemlerle ilgili niçin, nasıl, nerede, ne zaman vb gibi soruların cevapları olan temel bilgileri içerir.             
Değerlendirme yaprakları: Öğrenme konusu, işlemi ile ilgili “nelerin, ne kadar” kazanıldığını anlamak amacıyla hazırlanırlar

Ödev Yarağı, en önemli özelliği öğrenciye öğrenme sorumluluğu kazandırması, öğrencinin öğrenime aktif bir biçimde katılmasını sağlamasıdır. Ödev yaprağı öğrenciyi derse hazırlamak, öğrencinin öğrenme eksikliklerini ortaya çıkarmak, derste öğrendiklerini uygulama fırsatı vermek, bilgiye kendi deneyimi ile ulaşmasını sağlamak, öğrenciyi derse katmak, öğrenciye araştırma-özgün yaratılar ortaya çıkarma fırsatı vermek, bireysel çalışmaya özendirmek, öğrenciye aldığı görevi yerine getirme sorumluluğu kazandırmak, nihayet öğrenciyi süreç boyutunda değerlendirme aracı olarak kullanmak gibi amaçlarla geliştirilir.

Etkinlik yaprağı(çalışma yaprağı)  ders içinde ortaya çıkacak öğrenme eksikliklerini görmek ve gidermek, kısa süreli belleğe gelen bilginin uzun bellekte kodlanabilmesi için öğrenci gerekli tekrar pekiştirme olanağı sunmak, öğrenciye uygulama içinde bir takım kavramları hissettirmek, bilgiye öğrencinin deneyimi ile ulaşmasını sağlamak, konuya hazırlık yapmak gibi amaçlarla verilir.
 

Dalton planı:Öğrencilerin ilgi ve yetenekleri birbirinden farklı olduğu için, bunları bir "sınıf"a doldurarak ortak ders yapmak doğru değildir. İnsanların kimi sanata, kimi bilime yatkın olur; aynı konuyu kimi bir saatte öğrenir, kimi iki saatte. Öte yandan, insan kendinin de aktif olarak katıldığı konuyu daha çabuk, daha kolay öğrenir. Öğrenci, kendi kendine çalışmayı öğrenmelidir.

Günümüzde fen derslerinin yanı sıra sosyal derslerde de kullanılmaya başlanan bu yöntem, öğrencilerin el becerilerini geliştirirken, bir yandan yapılacak işi idare kabiliyeti kazandırmakta, bir yandan da analiz, sentez ve gözlem becerilerini artırmaktadır. Psikomotor(uygulama) ağırlıklıdır.

Tutor Destekli Öğretim: Tutar destekli öğretim, öğrencinin öğrendiği konularda, anlamakta güçlük çektiği kısımlarla ilgili olarak bireysel öğretim desteği görmesidir. Birebir öğretim vardır ama bunu üst akranları ve öğretmen yapabilir.

Laboratuar (Deney) Yöntemi: Öğrencilerin bilgilerini gözlem ve deneyler yaparak kazandıkları, teorik bilgileri pratik olarak uyguladıkları bir yöntemdir.

Okul Temelli Mesleki Gelişim(OTMG),okul içinde ve dışında öğretmenlerin mesleki bilgi, beceri, değer ve tutumlarının gelişimini destekleyen, etkili öğrenme ve öğretme ortamları oluşturmada öğretmene destek sağlayan süreçler bütünü olarak tanımlanmaktadır. OTMG, mesleki yeterliklerini geliştirmek isteyen öğretmene kendi gelişim modelini kendisinin oluşturması, hazırladığı Mesleki Gelişim Planının uygulanması ve izlenmesi süreçlerinde öğretmene yol haritası sunması bakımından Türk Eğitim Sisteminde yeni bir kavramdır. Okul Temelli Mesleki Gelişim ile,

  • Okuldaki insan ve materyal kaynakları etkin biçimde kullanılarak öğretmenlerin mesleki gelişim ihtiyaçlarının okul ortamında karşılanması,
  • Öğrenciler için öğretim ve öğrenim kalitesinin artırılması,
  • Öğretmenlerin kendi gelişimleri için daha fazla sorumluluk almaları ve öz değerlendirmeleri sonucunda eksik gördükleri yönleri ya da geliştirmek istedikleri yeterlik alanlarına yönelik Mesleki Gelişim Planı hazırlamaları ve uygulamaları,
  • Öğretmenlerin deneyimlerini paylaşmaları ve daha az deneyimli meslektaşlarına rehberlik etmeleri,
  • Öğretmenlerin öğretme-öğrenme stratejileri ile ilgili yeni yaklaşımlar konusunda daha bilinçli duruma gelmeleri,
  • Meslektaşlarının yardım ve desteği ile bu yaklaşım ve stratejileri kendi uygulamalarına yansıtmaları,
  • Okulların gelişim planları doğrultusunda öğretmenlerin deneyim ve uzmanlığından yararlanılması,
  • Okul çalışma kültürü ve değerler sisteminin gelişimine bağlı olarak okulun çevre ile bütünleşmesi ve çevre olanaklarının okul sorunlarının çözümünde daha fazla işe koşulması beklenilmektedir.
  

AKTİF ÖĞRENME VE AKTİF ÖĞRENME TEKNİKLERİ
 


AKTİF ÖĞRENME NEDİR?

Aktif öğrenme; öğrencinin kendi öğrenmesinin yönetim ve sorumluluğunu üzerine aldığı, zihinsel yeteneklerini kullanmaya zorlandığı bir öğrenme biçimi olarak tanımlanabilir.

Aktif öğrenme bireyin ilgi, ihtiyaç ve yeteneklerini dikkate alan, bireye çoklu öğrenme ve değerlendirme fırsatları sunan bir yaklaşımdır.

Kısacası aktif öğrenme öğrencilere öğrenme deneyimleri kazanmaları için fırsat sağlar.

RULMAN

Uygulamanın iç içe oluşturulmuş dönen çemberlerden oluşması rulmana benzediğinden bu adı almaktadır.

Uygulamasında bütün sınıf iç içe iki çember oluşturulacak şekilde düzenlenir. Sandalyelerde oturulan dış çemberde yer alanlar içe, iç çemberde yer alanlar dışa bakacak şekilde otururlar.

Öğretmen tarafından verilen bir konu veya anlatılan bir senaryodan sonra karşılıklı gelen iç ve dış çember öğrencileri birbirlerine düşünce ve çözümlerini anlatırlar. Belirlenen süre dolduğunda dış çemberdeki öğrenciler sandalyelerinden kalkarak bir yandaki sandalyeye otururlar. Karşısına yeni bir arkadaşı gelen öğrenciler yine düşünce ve çözümlerini paylaşırlar.

Bu uygulama 3 – 4 kere tekrarlanabilir. Böylece öğrenciler farklı kişilerin değişik düşüncelerini ve çözümlerini öğrenerek zengin bir bakış açısı kazanabilirler.

KÖŞELENME

Öğrencilere yöneltilen bir soru veya sorun karşısında çok kısa alternatifler alınır. Daha sonra her bir alternatif için bir köşe(masa) oluşturulur. Aynı alternatifi savunan öğrenciler köşeye toplanır ve kendi içlerinde konuyu tartışırlar. Düşüncelerini ve gerekçelerini savunan bir rapor hazırlarlar. Her gruptan bir temsilci çıkarak grubun tezini sınıfa açıklar.

Bu aktif öğrenme tekniğinin uygulanışı görüş geliştirmeye benzemektedir. Görüş geliştirmede, köşelenmeden farklı olarak öğrenciler kendi fikirlerini değiştirebilmektedir.

KARTOPU (PİRAMİT)

Kartopu, önce bireysel sonra iki kişilik gruplar ardından çiftlerin oluşturduğu dörtlü gruplar, dörtlülerin birleşiminden oluşan sekizli gruplar şeklinde kademeli olarak ilerleyen ve finalde herkesin karşısında sunum yapılan bir tartışma tekniğidir.

AKVARYUM

İnsanlar akvaryuma bakmayı ve içindeki canlıları izlemeyi severler. Aynı şekilde akvaryum tekniğinde de sınıfın ortasına 2 – 4 öğrenci çıkarılır ve diğer öğrenciler bu öğrencilerin etrafında bir daire oluşturacak şekilde otururlar.

Yaklaşık 10 dakika kendi aralarında konuşmaları istenir. Bu sırada sınıftakiler aynı bir akvaryumu izler gibi konuşan arkadaşlarını izler ve gözlem yaparlar.

Literatürde farklılıklar gösteren bazı akvaryum uygulamaları görülebilmektedir. Rastlanan diğer bir akvaryum uygulaması da şöyledir:

Öğrencilerden bir grup daire oluşturulur. Geri kalan öğrenciler bu daireyi çevreleyen bir diğer daire oluşturur.

Ortadaki dairede bulunan öğrenciler bir konu hakkında tartışır veya deneyimlerini paylaşırlar. Herkesin düşüncelerini ifade etmesi önemlidir. Bu arada dış dairedekiler gözlem yapar ve ek olarak not tutabilirler.

Tartışma sürecinde dış dairedekiler iç dairedekilere sorularını yöneltebilirler.

TEREYAĞI EKMEK

Öğretmen tarafından verilen bir problem, soru ya da konu öğrencilere verildikten sonra öğrencilerden önce tek başlarına düşünmeleri, daha sonra arkadaşları ile bir araya gelerek düşüncelerini tartışmaları istenir. Birinci aşamanın üzerine tekrar konuşma fırsatı verdiği için bu tekniğe tereyağı ekmek denmiştir.

SANDVİÇ

Öğrencilere bir süre kuramsal bilgi, sonra kuramsal bilgi ile ilgili deneyim kazandırmak üzere uygulamalı ve işbaşında eğitim verilmesi esasına dayanır.

Bir süre kuramsal, bir süre de uygulama yapıldığı için bu eğitim anlayışı sandviçe benzetilmiştir.

ŞİİR YAZMA

Bu uygulamada öğrenciler küçük gruplar halinde otururlar. Her bir öğrencide kağıt bulunur. Verilen konu ile ilgili bir dize yazmaları söylenir.

Öğrenciler bir dize yazdıktan sonra kağıtlar değiştirilir. Yeni kağıda ikinci dize yazılır. Belirlenen süre tamamlanana kadar uygulama devam eder. Grupların elinde üye sayısı kadar şiir yazılmış olur. Uygulamanın sonunda oluşturulan şiirler sınıfa sunulur.


DEDİKODU

Dedikodu, öğrencilerin konuyu kavramaya çalışmasını, o konuda düşünmesini ve değerlendirmesini sağlamaya yöneliktir. Dedikodu uygulamasında aşağıdaki işlemler izlenir:

1. Öğrenciler ikişerli grup oluşturur.
2. Verilen konu ya da soru ile ilgili düşüncelerini birbirlerine aktarırlar.
3. Başlangıçta oluşturulan çiftler birbirinden ayrılıp yeni ikililer oluştururlar.
4. Yeni eşlerine düşüncelerini ve önceki eşlerinin düşüncelerini iletirler. Katılıp katılmadıkları noktaları söylerler.
5. Uygulama sonunda ortaya çıkan düşünceler sınıf ortamında tartışılır.

KONUŞMA BİLETLERİ

Bir tartışma tekniği olan konuşma biletlerinde öğrencilerin eşit konuşma sürelerine sahip olmasına önem verilir. Bunu sağlayabilmek için her bir öğrenciye üç bilet verilir. Her bir biletin belirli konuşma süresi (yolculuk süresi) vardır. Öğrenciler biletleri bitene kadar konuşabilirler. Bileti biten öğrencilerin konuşma hakkı sona erer.

KUM SAATİ

Ön öğrenmelerin hatırlatılması amacıyla gerçekleştirilir.
Tahtaya ya da kağıtlara boş kum saati çizilir. Kum saatinin ortasına konu (Ne öğretilecek?) yazılır.

Öğrenme malzemesi ile ilgili ön öğrenmeler kum saatinin üst tarafına, öğrenme malzemelerinin ana temaları alt kısma yazılır. Daha sonra oluşturulan kum saatleri açıklanarak sınıfla paylaşılır.

BEYİN ESERİ / ÜRÜNÜ

Öğrencilerin bireysel ve grup olarak görüş geliştirebilmelerini teşvik etmek için kullanılan; beyin fırtınasına benzer bir tekniktir.

Bir konu ya da problem belirlendikten sonra sınıftaki öğrenciler 6 – 7 kişilik gruplara ayrılır ve her öğrenciye bir konunun, farklı yönleriyle ilgili 3 kart verilir.

Öğrenciler bu kartlara konuyla ilgili düşüncelerini yazar ve kartlarını masalarının üzerine koyarlar. Ardından her öğrenci sırayla kart çeker ve o kartı sesli bir şekilde okur. Daha sonra kartını herkesin göreceği biçimde masasına koyar. Benzer fikirler gruplanır. Tüm gruplar görüşleri okuduktan sonra, görüşler sınıfla paylaşılır ve tahtaya yazılır.
Tekniğin etkili olarak kullanılabilmesi için;
• Öğrencilerin bu tekniği kullanmadan önce konu ile ilgili ön bilgilere sahip olması gerekir.
• Tekniğin amacı belirtilmeli ve teknik başka örnekler üzerinde öğretilmelidir.
• Öğrencilerin görüşlerini sıkılmadan belirte bilmeleri için rahat bir sınıf ortamı oluşturulmalıdır.
• Görüşler asla eleştirilmemelidir.


FİKİR TARAMASI

Tartışma teknikleri arasında yer alan fikir taramasında, belli bir konuda dört – dokuz kişilik gruplar oluşturularak grup üyeleri arasında bir fikir taraması yapılır.
Fikir taraması, öğrencilerin herhangi bir konuyla ilgili görüşlerini özgürce söylemesiyle gerçekleşir. Bu konunun beyin fırtınasında olduğu gibi sorunsal bir konu olmasına gerek yoktur.

GÜÇ ALANI ANALİZİ

Güç alanı analizi, mühendislik alanı ile ilgili bir kavram olarak literatürde karşılaşılır. Zıt kutuplar arasındaki farkın belirlenmesi esasına dayanır.
Uygulama sırasında öğrencilerin bir probleme ilişkin engelleyici ve destekleyici gördükleri noktaları bulması gerekir. Daha sonra öğrenciler, bu iki gücün belirlenmesini ve bu iki aksi yöndeki faktörlerin önceliği hakkında fikir birliği sağlar.

Güç alanı analizi, istenen değişiklik için öğrencileri tüm faktörleri bir arada düşünmeye zorlar. Yaratıcı çözümlerin üretilmesi desteklenir.

SİZ OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ?

Öğrencilerin günlük hayatta karşılaşabilecekleri durumlar kartlara yazılarak hazırlanır.

Bu kartlarda olayla ilgili soru veya sorular hazırlanır ve ifadelerin sonuna “Siz olsaydınız ne yapardınız?” soruları yazılır. Sonrasında kartların hepsine numara verilerek öğrencilerden bu kartlardan bir tanesini seçmeleri beklenir ve öğrenci seçmiş olduğu karttaki soruları cevaplandırır. En son olarak da öğrenci seçmiş olduğu karttaki soruyu cevapladıktan sonra diğer öğrencilerin de açıklanan duruma ilişkin görüşleri alınarak küçük bir tartışma yapılır.

KAVRAM KONTROLÜ

Sınıfta öğrenilen kavram, ilke, genelleme, kural ve kuramların öğrenilip öğrenilmediğini kontrol etmek için kullanılan bir kart oyunudur. Bu oyun sürecinde kartlardan bir grubuna tanımlar ve açıklamalar yazılarak numaralar verilir. Diğer kartlarda ise kavram, ilke, kural ve kuram vardır. Sonrasında öğrencilere kartlar dağıtılarak kartlar numara sırasına göre buna karşılık gelen kavram veya özellikler arasında uygun eşleştirmeler yapılarak bu işlem kartlar bitinceye kadar devam eder. Sonuç olarak derste öğrenilen tüm kavramlar tekrar edilmiş ve öğrencilerin konuya ilişkin olan eksiklikleri tamamlanmış olur.

SORU TURU

Soru turu bir konunun netleşmesinde ve gözden geçirilmesinde kullanılabilir. Öğrenciler yazma, anahtar kavram ve soru çıkarma, açıklama yapma, değerlendirme gibi üst düzey işlere katılma fırsatı bulurlar. Bununla birlikte sınıfın öğrenme düzeyi hakkında da fikir verir. Soru turu uygulamasında sırasıyla şu aşamalar izlenir.

SENDİKA (SYNDICATE METHOD)

4 – 6 kişilik öğrenci gruplarının bilgiyi araması ve bulduğu bilgiyi organize etmesiyle, grupla çalışma, karar verme ve sunum becerilerini geliştirir.

KAVRAMSAL KARİKATÜR

Biri biçimsel açıdan doğru kabul edilen düşünce biçimini, diğerleri ise bilimsel olarak doğru olmayanları ifade eden konuşma balonlu karikatürlerin tartışmaya açılmasıyla görüşleri gerekçelendirmeyi öğretir ve yaratıcılığı geliştirir.

NESİ VAR?

Oyun sınıftaki öğrencilerden birinin dışarı çıkarılması ile başlar. Sınıftaki öğrenciler aralarında olay ya da kavramı belirlerler. Hangi ipuçlarını vereceklerini kararlaştırırlar.

Dışarıdaki öğrenci sınıfa çağrılır. Dışarıdan gelen öğrenci değişik öğrencilere “Nesi var?” sorusunu yöneltir. Öğrenciler ipuçlarını verirler. İpuçları sayısı ve tahminde bulunma hakkını öğrenciler belirler.

Bu oyun öğrencilere bildiklerini eğlenceli bir şekilde gözden geçirme fırsatı verir.

MEKTUP YA DA TELGRAF OYUNU

Bu uygulamada sınıf 6 veya 8 kişilik gruplara ayrılır ve bu gruplar da kendi aralarında ikiye ayrılır. Gruplardan biri tartışmalı olan konunun seçmiş olduğu bir yönünü diğer gruba telgraf veya mektup olarak yazar, belirlenen süre içerisinde grubun cevabı okuması beklenir ve okunan açıklama grup tarafından tartışılarak tartışma özetlenir.

TOMBALA

Tombala uygulamasında şu aşamalar izlenir:

1. Konunun temel kavram veya düşünceleri maddeler halinde çıkarılır.
2. Bu maddeler tombala kartlarına dağınık olarak yazılır veya bazı kutular boş bırakılır.
3. Hazırlanan kartlar öğrencilere dağıtılır.
4. Öğretmen konuyu anlatırken bu maddelerden biri geçerse tombala kartında o maddenin üzerinin kapatılması istenir.
5. Yatay, dikey ya da çapraz çizgilerde yan yana üç kutu kapatan öğrenciler tombala yapmış olurlar.

Aynı orijinal tombala oyununda olduğu gibi ilk sırayı dolduranlar birinci çinko, ikinci sırayı dolduranlar ikinci çinko ve üçüncü sırayı dolduranlar da tombala yapmış olurlar.

PAZAR YERİ

Aktif öğrenme tekniği olan pazar yeri, aynı sınıftaki öğrencilerin birbirini tanıması, birbirleriyle görüşlerini paylaşması ve soruna ilişkin çözümlerini karşılaştırmaları amacıyla kullanılır. Öğrencilerden, onlara dağıtılan küçük kağıt parçalarına bir soruna ilişkin kendi çözümü, ilgili konuya ilişkin bir değeri, kendi deneyimlerini, kafasına takılan bir soruyu, görüşü veya bildikleri olguları yazmaları istenir. Daha sonra her bir öğrencinin bu yazdıklarını yakalarına takmaları ve sınıfta dolaşmaları istenir.

Öğrenciler birbirlerinin yakalarındakini okuyarak sınıfta dolaşırken arkadaşının kağıdı ile ilgili soruları o arkadaşa sormaları, beğendikleri kağıtları karşılıklı değişmeleri sağlanır. Daha sonra kağıtları değiştirilenlerin neden değiştirdiklerini sınıfa açıklamalarıyla bu aktif öğrenme tekniği tamamlanmış olur.

KESE KAĞIDI

Öğrencilere birer kese kağıdı dağıtılarak başlanan bu teknikte,işlenecek olan konunun önemli bilgi ve kavramları çıkarılır ve öğrenciler için bunlar tahtaya listelenir.

Öğrenciler bu kavram ve bilgilerleilgili bildiklerini elerindeki kese kağıdının üzerine yazarlar. Bildikleri
ya da hatırladıkları bir nokta yoksa kese kağıdına yazı yazmazlar. Daha sonra ikişerli, üçerli ya da dörderli grup oluştururlar ve aynı gruba düşen öğrenciler yazdıklarını birbirleriyle paylaşırlar.

Daha sonra öğretmen öğrencilere küçük kartlar ya da kağıtlar dağıtır, öğrenciler bu kartlara (ya da kağıtlara) grup çalışması sonrası öğrendikleri yeni bilgi ve kavramları yazıp kendi kese kağıdının içine atar. Daha sonra küçük gruplar kese kağıdının içine yazılanları tartışır.

Böylelikle grup çalışmasından önceki bilgilerle yani kese kağıdının üzerine yazılanlarla grup çalışması sonrası bilgiler yani kese kağıdının içindeki bilgiler ilişkilendirilmiş olur.

MAHKEME

1. Dava (tartışma) konusu belirlenir.
2. İki tarafın avukatları, araştırmacıları, tanıkları, hakim ve katip belirlenir ve geriye kalanların jüri üyesi olması önerilir.
3. Bütün öğrencilere konu ile ilgili araştırma yapma ve malzeme toplama, grupların avukat, tanık, jüri üyesi, araştırmacı rolündeki üyelerinin bir araya gelerek bulduklarını tartışmaları ve hazırlık yapmaları sağlanır.
4. Mahkeme başlatılır.
5. Avukatlar savunma yaparlar.
6. Tanıklar kanıtlarını mahkemeye sunarlar. Avukatlara sorular sorulur ve yapılan açıklamaların kendi savlarını destekleyen yönlerini ortaya çıkarmaları istenir.
7. Hakim olarak belirlenen öğrenci ya da öğretmen, yanlışları ve eksiklikleri belirler.
8. Geriye kalanlardan oluşan jüri üyeleri kimin haklı olduğuna karar verir.

ÖĞRENME GALERİSİ

Öğrenciler 2-4 kişilik gruplara ayrılır. Gruplar öğrenmelerini gözden geçirir ve listeler. Listeler duvarlara asılır. Öğrenciler listeleri gezer ve kendilerinin de öğrendiği fakat listelerine yazmayı unuttukları maddelere işaret koyar.

Hangi öğrenmenin kaç kişi tarafından öğrenilebildiğini değerlendirmeye yarayan bir tekniktir.

OTOBÜS

Özellikle matematik ve hayat bilgisi gibi derslerde kullanımı uygundur. Bilgilerin paylaşılmasını, pekiştirilmesini ve değerlendirilmesini sağlar. Örnek bir otobüs oyununun aşamaları şunlardır:

1. Sınıf, ideali 10 kişi olmak üzere iki gruba bölünür.
2. Her gruba rol dağılımı yapmaları için süre verilir.
3. Durakları hesaplamaları, indi bindilere dikkat etmeleri istenir.
4. Uygulama sırasında otobüste uyulması gereken kurallar işlenir. Bunun yanında indi bindilerle öğrencilerin zihninden hızlı toplama ve çıkarma yapmaları sağlanır.

Bu uygulama ile birlikte disiplinler arası bir etkinlik sağlanarak bütüncül bir öğrenme – öğretme süreci sağlanabilir. Etkinliğin oyun yönüyle beden eğitimi dersi, matematiksel işlemler olan bölüm sayesinde matematik dersi ve sosyal yönü ile hayat bilgisi derslerine yönelik kazanımlar elde edilebilir.

AT NALI

At nalı uygulaması normal veya grupla işlenen dersler için alternatif ve rahat bir sınıf düzenleme yoludur.

Öğrenciler, öğretmen karşısında sıralanmış seriler halinde oturmaktansa şekildeki gibi sıra düzeninin at nalı formatında olduğu, yüz yüze ve açık bir ortamda
otururlar. At nalı oturma formatı, ders başında problem durumlarının verildiği, ardından öğretmenin gruplar arasında dolaştığı, dinlediği, soru sorduğu veya cevapladığı bir düzeni ifade eder.

ARKASI YARIN

Arkası yarın tekniğinde öğretmen bir hikâye okurken, okuturken veya bir film izletirken daha önceden belirlediği bir noktada hikâyeyi durdurur. Daha sonra öğrencilerden hikâyenin veya filmin devamında neler olabileceğine dair tahminlerini alır. Öğrenci görüşleri veya tahminleri tahtaya yazılabilir. Görüşler alındıktan sonra hikâye veya film devam ettirilir ve öğrenci tahminleri ile karşılaştırılır. Böylece öğrencilerin yaratıcılığı geliştirilmeye çalışılır.

ÖYKÜ OLUŞTURMA

Bu teknik herhangi bir konu çerçevesinde gruplar halindeki öğrencilerin bir araya gelip; giriş, gelişme ve sonuç bölümlerini oluşturarak yazılı çalışmalar yapmasıyla gerçekleşen bir tekniktir.

1. Öğrenciler 3 – 5 kişilik gruplara ayrılır.

2. Öğrencilere öykünün bir kısmı okunarak yarım bırakılır ve öğrencilerden yarım bırakılan öykünün kalan kısmının verilen süre (15 – 20 dk) içerisinde tamamlanması istenir.

3. Oluşturulan öyküler her gruptan bire kişi tarafından okunur ve diğer öğrencilerden öyküler üzerine değerlendirmeleri alınır.

Son olarak da oluşturulan öyküler, konunun daha iyi anlaşılması için doğaçlama (drama) ile tekniklerinden faydalanılarak öğrenciler tarafından görselleştirilebilir.

ikili denetim tekniği
Bu teknikte öğrenciler, dörder kişilik kümelerde, önce ikişerli olarak ve birbirlerini denetleyerek çalışma yapraklarındaki soruları yanıtlamaktadırlar. Çalışma yapraklarındaki sorular yanıtlandıktan sonra, karşılıklı ikişer alt kümeler birbirlerinin yanıtlarını karşılaştırmaktadırlar. Öğrenciler hem ikişerli çalışırken, hem de ikişerli alt kümeler birbirlerinin yanıtlarını karşılaştırırken ikili denetim söz konusu olmaktadır.
Bu tekniğin uygulama aşamaları aşağıdaki gibidir:
1. Öğretmen sunumu
2. Çalışma yapraklarının verilmesi
3. Konu sınavı



BİREYSELLEŞTİRİLMİŞ ÖĞRETİM PLANI(KELLER)
Sınıftaki öğrenci sayısı arttıkça, her öğrenciye düşen öğrenme zamanı ve hizmeti azalmaktadır. Aynı zamanda bir sınıftaki öğrenciler arasında bireysel farklılıklar bulunmaktadır. Bu durumda öğrencilerin tamamı aynı etkinliklerle öğrenemezler.Öğrenme düzeyi farklı öğrencilerin öğrenmesi ancak öğretimin bireyselleşmesi ile mümkün olabilmektedir.

Öğretmen sınıfın tümüne değil 3-4 öğrenciden oluşan küçük gruplara (homojen gruplar) açıklama yapar. Sınıfta farklı nedenlerden dolayı öğrenme güçlüğü yaşayan ve sınıf içerisinde özel olarak ilgilenilemeyen öğrenciler için kullanılan bir tekniktir. Her öğrenci kendine özgü düzeylerde öğrenir.

AKTİF ÖĞRENME: Etkinlikte öğrenci aktiftir yani etkinliğin hepsini öğrenci yapar

Sınıf Disiplini: Sınıf problemlerini azaltmada öncelik etkinlik öğrenci ilgi ve yeteneklerine göre sorumluluk verilmeli sonra demokratik ve saygıya dayanan sınıf atmosferi oluşturulmalı.

Tam Öğrenme modelinde duyuşsal alandaki değişkenliği sıralarsak:
(en az değişenden)
1.İlgi
2.Tutum
3.Akademik Özgüven  (en fazla değişen

Önemli: Öğretmen soru sorduunda öğrenci cevap veremez ve ipuçları da sonuç vermezse cevabı kendisi söylemesi gerekir.



ÖĞRETİM MATERYALLERİ HAZIRLAMA İLKELERİ


1- Yapısal/Biçimsel Elemanların Kullanım İlkeleri

1. BOŞLUK: Boşluk, belirlenmiş bir çerçeve içerisindeki kullanım alanı dışında kalan yerlerdir. Öğretim materyaline genel olarak bakıldığında görülen/hissedilen doluluk veya boşluktur.
*Öğretim materyalinde kullanılan alan dışındaki doluluk ya da boşluktur. Yani materyale bakıldığında hissedilen

2. ÇİZGİ: Çizgilerin yatay, dikey veya eğik olarak kullanımı algılama üzerinde etkilidir. Yatay çizgiler sabitlik ve durağanlık etkisi, dikey çizgiler güçlülük etkisi ve eğik çizgiler ise hareket etkisi verir. Öğretim materyalleri üzerinde oluşturulacak kontrast/zıtlık daima dikkati çekecektir.
*Çizgilerin insan algıları üzerindeki yerini ve önemini biliyoruz. Bu sebeple öğretim materyallerinde de kullanılırken insan algılarını kullanırlar. Yerinde ve doğru kullanılmalıdırlar. Yerinde kullanılmazlarsa algıyı olumsuz etkilerler.

3. ŞEKİL-FORM:
Şekil bir yüzey üzerinde oluşturulan iki boyutlu biçimlerdir. Form ise kullanılan biçimlerin birbirine göre yerleşimidir.
*Bir materyalde şekil ve form çok önemlidir çünkü bir materyal de göze çarpan şey yazılardan önce renk ve şekillerdir. Bunlarda doğru kullanımları sonucu kişide olumlu etkiler bırakabilirler.

4. DOKU: Öğretim materyalinin hazırlanmasında kullanılacak malzemenin özelliğine bağlı olarak değişiklik göstereceği için tasarımda en az değişkenlik gösteren eleman dokudur.
*Doku materyal tasarımında çok önemli bir yer oynar. Materyalin dokusu izleyenleri etkilemelidir. Konunun içeriğine uygun düşen dokular seçilmelidir. Böylece konu iyi anlaşılabilir.

5. RENK: Renkler, iyi tasarlanmış bir öğretim materyalinde anahtar rol oynar. Renklerin iyi seçilmesi ve çizgilerle birlikte iyi tasarlanması sonucu en etkili öğretim materyalleri gerçekleştirilir.
*Materyalde kullanılan renkler anlama, kavrama ve hatırlanma üzerinde çok etkilidir. Bir konu renkler vasıtasıyla daha güzel anlatılabilir. Örneğin kışla ilgili bir konu varsa daha çok pastel renkler kullanılmalıdır.

YERLEŞİM ELEMANLARININ KULLANIM İLKELERİ
1.ORAN-ÖLÇEK:
Objelerin büyüklüğü ile bağlantılıdır. Bir objenin diğer objeler ve bütün ile arasındaki ilişkiye göre objenin büyük, orta, küçük, ağır, hafif olduğu gibi duygular yaratabilir.
*Materyaldeki objeler boyutları ve oranlarıyla diğer elemanlarla doğru orantılı olmalıdır. Yani bir kalemin bir evden büyük olduğu sunumlarda saçma bir görüntü ortaya çıkar ve inandırıcılığı azalır.

2.DENGE:
Denge, objenin göz tarafından algılanan ağırlığı ile ilgilidir.
*Materyalde denge çok önemlidir. Eğer objeler resimlerle anlatılmak istenirse bu o sayfaya dengeli bir biçimde yayılmalı ve anlatım öyle olmalıdır.

3.BÜTÜNLÜK:
Görsel elemanlar ve bunların fonksiyonları arasındaki ilişki bütünlüğü oluşturur. Her bir görsel unsur, bir mesaj iletmedeki fonksiyonu göz önüne alınarak yerleştirilmelidir.
*Anlatımlarda bütünlük olmalıdır. Anlatılan konu ve görsellik arasında kopukluk olmamalıdır.

4.RİTİM:
Kompozisyonda gözün bir objeden diğerine rahatça kayabilmesidir. Soyut bir kavram olmasına rağmen çizgi, şekil, form, yapı ve renk kullanımı ile sağlanabilir.
*Kullanılan tüm materyal elemanlarının bir ritim içerisinde olması gerekir.

5.VURGU:
Vurgunun bütüne baskın olması gereklidir. Öğretim materyalinin can alıcı noktasıdır. Dikkat çekmek istediğiniz nokta olarak tasarlanmalıdır. En ilgi çekici nokta olarak tasarlanıp en önemli unsurlar yerleştirilebilir.
*Vurgu belki de bir materyalde en önemli unsurdur. Materyalde anlatılmak istenen asıl konu renklerle şekillerle vurgulanmalı ve dikkatin oraya çekilmesi sağlanmalıdır.

6.AHENK:
Kompozisyonun bütünü ile bağlantılıdır. Parçalar bir araya geldiğinde ortaya çıkacak bütünlük duygusudur. Ahenk, bir bakıma bütünü oluşturan parçaların birbiri ile olan ilişkisine bağlı olarak ortaya çıkan uyumdur.
*Materyaldeki parçaların bir bütünlük içinde ve konuyu tam olarak aktarabilmektir.

ÖĞRETİM MATERYALLERİ HAZIRLAMA İLKELERİ

1.ANLAMLILIK İLKESİ: B
ir malzeme ne kadar anlamlı ise öğrenilmesi de o kadar kolaydır.
*Anlamsız cümleler konu hakimiyetini dağıtır ve çok fazla anlamsız cümle kullanılırsa anlaşılamaz.
2.BİLİNENDEN BAŞLAMA İLKESİ: En iyi öğretim somuttan soyuta, basitten karmaşığa ve bilinenden bilinmeyene doğru gidendir.
*En başta anlatılacak konu veya konular sonda, sonda anlatılacak konular başta anlatılırsa veyahut alakasız yerlerde anlatılırsa konu anlaşılamaz.
3.ÇOK ÖRNEK İLKESİ: Bir kavramın genişliğini göstermek için çok sayıda örnekler sunmak gerekir.
*Konunun daha iyi anlaşılmasını pekiştiren bol örnekler verilmelidir. Gerçek hayatla ilgisi anlatılmalıdır ki konu gerçekçilikten uzaklaşmasın.
4.GÖRELİK İLKESİ: Nesnelerin özellikleri birbirlerine göre algılanır. Resim ve şekilleri herkes başka şekilde algılamamalı, birbirinden ayırt edebilmelidir.
*Herkes her konuyu farklı algılayabilir. İşte konu anlatımında buna meyil verici değişik nesne ve şekiller kullanılmamalıdır.
5.TAMAMLAMA İLKESİ: Bir olayın ya da eşyanın tümüne ilişkin çizgileri vermek yerine bir kısmını vermek yeterli olabilir.
*Eğer bir nesnenin bir parçası verilerek nesne anlaşılabiliyorsa bir parçasını vermek yeterlidir.
6.FONUN ANLAMLILIĞI İLKESİ: Görsel yada işitsel olsun, öğretim materyali düzenlerken iletilmek istenen mesaja uygun olarak, figüre anlam katacak fonlara yer verilmesi gereklidir.
*Bir fonda konuyla ilgili anlamlı resim ve sesler kullanılmalıdır.
7.KAPALILIK İLKESİ: Şekiller belirgin olmalı, açık ve yarım bırakılmamalı. Özellikle iki boyutlu figürler için şekil tam yapılmalıdır.
*Kullanılan şekiller yoruma açık olmamalıdır. Açık ve net olmalıdır.
8.BİRLEŞTİRİCİLİK İLKESİ: Algılama birleştirici ve bütünleyicidir; birbiriyle benzerliği ve yakınlığı olan nesne ve olaylar ilişkili olarak algılanır ve daha iyi hatırlanır.
*Alakasız resimler bir arada kullanılmamalıdır.
9.SEÇİCİLİK İLKESİ: Algılama seçicidir. İnsanın duyu organları uyarılmayı beklemezler, aksine belirli bir anda, anlatılamayacak kadar çok sayıda uyarıcıyla bombardıman edilirler. Öğretim materyalindeki önemli elemanları dikkati en çok çekecek şekilde yerleştirmek gerekir.
*Konuyla ilgili kullanılacak resim ve şekillerde tam yerinde kullanılmalıdır.
10.DEĞİŞMEZLİK İLKESİ: Daha önceden bildiğimiz tanımış olduğumuz nesnelerin algılama işleminde çoğu özelliklerini sürdürmesi algısal değişmezliktir.
*Bilinen nesneler daha kolay algılandığından gerekmedikçe tanınmayan nesneler seçilmemelidir.
11.DERİNLİK İLKESİ: Doğadaki varlıklar bize yakınsa gerçek ölçüleri ve renkleriyle görünürler. Aynı varlıklar bizden uzaklaştıkça, küçülür ve renkleri de soluyor hissini verir.
*Varlıklar ve resimler sunuda yakına konulmalıdır ki gerçeklik hissi versin.
12.YENİLİK İLKESİ: Dikkat özellikle geçirile gelen ve yarın geçmişteki yaşantılara zıt olan durumlara ve yeniye çekilir.”Yenilik” izlenmekte olan görüntüdeki elemanlara yeni bir eleman eklenmesi anlamına gelmektedir.
*Geçmiş ve yeni ayrılmalıdır. Hangisinin eski olduğu belirtilmedir.
13.BASİTLİK İLKESİ: Dikkat yöneltilirken bilinenle yenilik, basitlikle karışıklık, belirginlikle belirginsizlik, arasında bir denge aranır.
*Konu basit olarak anlaşılmalıdır. Konuyu anlarken zorlanılmamalıdır.
14.HEDEF DAVRANIŞ İLKESİ: Kullanılacak aracın öğrenciyi dersin hedeflerine ulaştırabilecek nitelikte olması gereklidir.
*Eğer araç amaç ve ders dışıysa hedefine tam olarak ulaşmaz.
15.ÖĞRENCİYE UYGUNLUK İLKESİ: Kullanılacak araç, öğrencilerin özelliklerine (yaş, zeka ve geçmiş yaşantıların düzenine) uygun olmalıdır.
*Kullanılan araçlar kullanıcıya uygun olarak hazırlanmış olmalıdır. Yani hedef kitle belli olmalıdır.


Gelişim Psikolojisi Temel Kavramlar



Şema kavramı:

Piaget’e göre bütün bebekler yaşama, görme, tat alma, dokunma, işitme, yakalama gibi duyusal motor şemalarla başlar.

Zihinsel şemaların büyük çoğunluğu çocukluk ve ergenlik yıllarında oluşturulmaktadır.

Oluşturduğumu şemalar mantıklı düşünmemie ve sembolleri kullanmamıza olanak sağlar.

     

Uyum Sağlama

Özümleme: yeni bir bilgiyi varolan (eski) şemalarını kullanarak algılaması;(ilişkilendirmesi)
ÖRNEK: çocuk oyuncağını eline alırken yakalama şemasını kullanması durumu özümlediğini göstermektedir.

Düzenleme: Bireyin yeni bir bilgiyi var olan şemaları ile açıklayamadığı durumlarda yeni bilgilere dayanarak yeni bir şema oluşturması. Düzenlemeye bağlı olarak becerilerimiz gelişir ve düşünme yapısını yeniden organize ederiz

ÖRNEK: Çocuk ilk defa kare şeklindeki bir objeyi eline almak için elininin pozisyonunu yuvarlak bir nesneyi yakaladığından daha farklı tutması gerekecektir. Bu durumla ilgili yeni bir şema oluşturduktan (düzenleme yaptıktan ) sonra tekrara benzer bir nesne ile karşılaştığında rahatlıkla bu nesneyi eline alabilecektir.

          Dengeleme

Özümleme ve düzenleme arasında bir denge kurulması ve dış dünyaya uyum sağlama sürecidir.

ÖRNEK: bebeğin eline aldığı her nesneyi ağzına götürdüğünü düşünecek olursak Piaget’e göre bebeğin objeleri ağzına götürerek özümlediğini söyleyebiliriz. Her bir nesneyi ağzına götürdüğünde bebek “bu nesne ağza götürülebilri” ya da “bu nesne ağza götürülemez” diye şemalar oluşturmaktadır. Böylelikle de bir süre sonra gerçek dünyaya daha uyumlu hale gelir.

Göreli Düşünme: Kendisi dışındaki kişilerin farklı görüşlere sahip olduğunu anlar


Bütünleştirmeci(Kombinasyonel) Düşünme: Bir problemin alt problemlere ayrıldığı durumlarda birden fazla çözümün birleştirilerek çözümlenmesi işidir. Ergen, bir problemin çok sayıda alt problemi içerdiğini dolayısıyla çok sayıda çözüm yolunun birleştirilebileceğini kavrar. Soyut işlemler döneminde geliştirilir.

Omnipotent Düşünme: Ergenlik dönemindeki bireyin, her işin üstesinden gelebilecek güçte olduğunu düşünmesi.

Metabilişsel düşünme: Kişinin kendi düşünme süreçlerinin farkında olması






PSİKOLOJİK SAVUNMA MEKANİZMALARI

 YÜCELTME:Telâfî, engellenen ve doyurulamayan istek ve davranışların yarattığı tedirginliğin, onların yerine geçebilecek diğer istek ve davranışlarda giderme biçiminde işleyen bir mekanizmadır. Yüceltme mekanizmasında ise, ilkel nitelikteki eğilim ve istekler(adam dövmek) doğal amaçlarından çevrilerek, toplumca beğenilen etkinliklere(boks) dönüştürülürler. Bu nedenle, tüm başarılı savunma mekanizmaları “yüceltme” başlığı altında toplanabilir.

        
TELÂFÎ (dengeleme; ödünleme): Kişinin, ‘doyuramadığı(çocuğu olmayan annnenin)’ yahut ‘engellenen’ istek ve amaçları yerine başkalarını koymasıdır(Anaokulunda çalışması).
Böylece engellenme sonucu kaygıya düşen, uyumsuzluk gösteren insan, başka alanda elde ettiği başarıyla kendine olan saygınlığını sürdürebilir
         

ÖZDEŞLEŞME (aynîleşme):Özdeşleşim kurma. hayatta türlü başarısızlıklar(barbar Türklerin) ve yılgınlıklar karşısında kişinin, bazen herhangi bir alanda başarılı bir kişi veya grupla kendini bir sayma veya kendini onlara yakın hissetmesiyle(Atatürk'ü çok sevmesi) kısmî bir doyuma ulaşma çabası olarak tanımlanabilir.

 

       YANSITMA:Yansıtma mekanizması, insanın, kendi kusurlarını ve aykırılıklarını başkalarına ve eşyanın tabiatına bağlaması ve yansıtmasıdır.
      
      
YADSIMA (yok sayma):İnkar etme

Senkretik akıl yürütme:

sıklıkla çeşitli düşünce okullarının uygulamalarını ve yollarını karıştırarak, ayrı veya çelişkili inançları birleştirmek veya birleştirmeyi denemektir.

(…uzm k.) ……piaget işlem öncesi cocuklarin bir durumu meydana getiren öğeleri birbirleriyle rastgele eşleştirip bağdaştırmalarına senkretik akıl yürütme adını vermiştir. Örneğin çocukların nesneleri sınıflandırırken sırf renkleri aynı diye birbiriyle aynı kategoride olmayan araba ve hayvan oyuncakları aynı kategoriye koymaları. En iyi hatırlatici ipucu basit, mantığa dayanmayan, beceriksizce sınıflandırma yapmaya senkretık düşünce denir.

 

  • Mizaç: Kişilerin doğuştan getirdiği fizyolojik özelliklerin davranışa yansıması

  • Mutasyon: Canlıların karakterlerini nesilden nesile aktaran genetik materyalde, yani kromozom veya genlerde meydana gelen ve kalıcı olabilen ani değişikler.
  • Seleksiyon: Seçilim, ayıklama. Yeryüzünde, uygun çevre şartlarında canlı bireylerin sayısı hızla (geometrik) artar. Artış böyle devam etseydi yeryüzü kısa zamanda yaşanmaz olurdu. Bu durumu engellemek için yani canlı sayısını sabitlemek için doğada işleyen mekanizmaya doğal seleksiyon denir. Doğal seleksiyon sonucu, ortama uyamayan canlı bireyler yok olurlar ve canlı sayısı dengelenir.
  •  
    

PROGRAM GELİŞTİRME


Dikey kaynaşıklık: bir ders içerisindeki içeriğin önkoşul ögrenmelere dayalı olarak basitten zora dogru aşamalılık özelliğine göre sıralanmasıdır. örn: fen bilgisi dersinde içerigin basitten zora doğru üniteler halinde düzenlenmesi

Yatay kaynaşıklık ise ; bir ögrenme konusunun farklı derslerde ve hedef alanlarında verilmeye çalışılmasıdır. örn: toplama cıkarma matematik dersinin konusu olmakla birlikte fizik kimya gibi derslerde de kullanılmaktadır...



Eklektik düşünme farklı düşüncelerden esinlenerek yeni bir düşünce sistemi oluşturmadır. Bu nedenle eklektik düşünme karma yani melez bir düşünmedir. Yeni bir düşünme sistemi oluşturulurken yararlanılan düşünme aynen alınmaz değişikliğe uğratarak yeni düşünme sistemi yaratılır.















 

Örnek Sokak 1a, 12345 Örnekşehir
+90 1234567890