Muharrem Ayı'na Özel
Geceyi aydınlığa için önce gönlünü pak eyle
Geceyi aydınlığa için önce gönlünü pak eyle
Bedenin selametin için gönlüne ok(Ehl-i Beyt) eyle
Sevdiğine yakın için durduğun yeri pak eyle
Gönül içinde çoşku(sükun) için Ehl-i olanı hak eyle.
MKA'den
Hele dilim varmaz da..
Sen bir hiçsin.
İhanetsin...Hatta;
Senin varlığın Allahtan gelsin,
Yokluğun kimseye zarar etmezken
Son nefessin.
Bir bayram sabahı ezansın ama
Kalkıp o secdenin kıymetini bilmeyensin.
Atatürk'ün Ata olduğunu bilmeyecek kadar görgüsüz ve,
Cahilsin...
SEN
Sen beni hasta eyledin dost seni
Gel, benim bul bağrımdaki hançeri
Gör görünmez sandığın o sevgimi
Aşkımı sorma belki sevmediğin o bedeni;
Aramaktı, seni sevgini.
Bakma, gözlerimden yaşlar akar
Sorma sana sessiz kaldığımı
Bilmem hangi bağın meyvesiysen
Su içtimse de senden başkası kâr etmedi..
Fırtınalar
Kimseler bilemezdi sonbaharın neden fırtınalar savurduğunu,
Kimse bilemezdi işte.
Sabahın soğuğunu bir tek o bilirdi ama;
Söyleyemezdi, belkide söylemek zordu onun için.
Yine de ona sorarlardı içindeki sesini sedasını.
Hançer ok edasıyla..
Ama dayanamazdı o minik, küçük yüreği.
Hay aksi sen;
Sussan... Bir sussan!
Hele bir hançer gibi batmasan o masum yüreğine
Fırtınası mı kalır o yapraklarında, ses mi kalır dalında..
...
Gülsen bir sabah o masumiyetin yüzüne, çok mu olur sanki.
Verem tanelerine çareler arasan..
Onun yarasına bakmasan, kalbine dokunsan
Onun gönlünün sultanı olmasan da ona birazcık sokulsan..
Zor muydu?
...
Karşısında durup da bakmayışın yok mu?
Aldırmayışın. Benciliyetliğin..
Çok sevmek sevilmek mi?
Asla ona aldırmadı, hüzünlenmedi bile;
Bunu bilesin..
Seni bir kez olsun görememek kadar vakti azalan pınardı..
Ağlamaktan gözlerinde yaş kalmayıştı.
Uslanıştı.
Kalbi için son nefes, son yakarıştı.
Güneşi soluk gözlerin acımasız sedasız sessizliği çökmüşken..
O bir matemi andırır da dersen
Çok görmeyin sonbaharın fırtınalar savurduğunu..
Gecesini sen bilmezsen,
Onlar bilemezken..
Kimse bilemezdi işte.
Sabahın soğuğunu bir tek o bilirdi ama;
Söyleyemezdi, belkide söylemek zordu onun için.
Yine de ona sorarlardı içindeki sesini sedasını.
Hançer ok edasıyla..
Ama dayanamazdı o minik, küçük yüreği.
Hay aksi sen;
Sussan... Bir sussan!
Hele bir hançer gibi batmasan o masum yüreğine
Fırtınası mı kalır o yapraklarında, ses mi kalır dalında..
...
Gülsen bir sabah o masumiyetin yüzüne, çok mu olur sanki.
Verem tanelerine çareler arasan..
Onun yarasına bakmasan, kalbine dokunsan
Onun gönlünün sultanı olmasan da ona birazcık sokulsan..
Zor muydu?
...
Karşısında durup da bakmayışın yok mu?
Aldırmayışın. Benciliyetliğin..
Çok sevmek sevilmek mi?
Asla ona aldırmadı, hüzünlenmedi bile;
Bunu bilesin..
Seni bir kez olsun görememek kadar vakti azalan pınardı..
Ağlamaktan gözlerinde yaş kalmayıştı.
Uslanıştı.
Kalbi için son nefes, son yakarıştı.
Güneşi soluk gözlerin acımasız sedasız sessizliği çökmüşken..
O bir matemi andırır da dersen
Çok görmeyin sonbaharın fırtınalar savurduğunu..
Gecesini sen bilmezsen,
Onlar bilemezken..
SENİNDİR HÜSRAN
Sendeki aşk ateşe atmaksa kendini
Sendeki aşk ateşe atmaksa kendini
İnadına umutsuzluk, inadına öyleyse
Bugün hem üzülür,hem hicrandaysa gönlün
Unutma ey güzel unutma, sebepsiz yokluk hüsranındır.
Umursuz kaldıkça geriye dönülmez zamanda
Alnındaki çizginin gül pençesindeysen eğer
Bir sevgi hıçkırıklarıyla boğuluyorsa o beden
Unut gitsin , ansızın gönlün başkasın alsın
Yine de Haksız
BİR DÖRTLÜK
Geçen gün görmüş de beni düşünde
Dedim ki yine cayma iyi düşün de
Gerçekten sevdin mi beni düşünde
Vuslatın cennet mi, nar mıdır bilmem.
Sevene gerekmez beden, sevebilmek için cihanda seni görmeli.
Aşkta gerekmez sevip sevilmek, ama seni bende görmeli....
Yine de Haksız
Güldürme kendini ellere
O da gider senin zülfünü,
Anlatır anlatır sevincinden
Yüzü kızarmadan döner sana ak zülfünü
Sanma ellerde bin cefan var
Onun derdi aşmış derindir
Sana sevimli görünür
Bakar, döner sana ak zülfünü
Susmak gibisi yok elin elinde
Anan baban gibi değil bu sefiller
Sana gelip hatana çare bulmazlar
Gider anlatır, yine döner sana ak zülfünü
Ha Unutma!
Utancından yere batacak değillerdir ya...
Utancından yere batacak değillerdir ya...
BİR DÖRTLÜK
Geçen gün görmüş de beni düşünde
Dedim ki yine cayma iyi düşün de
Gerçekten sevdin mi beni düşünde
Vuslatın cennet mi, nar mıdır bilmem.
BUGÜN DÜNDÜR
Bir baksan şu alemde bak neler doğacak
Sustukça bu zamane ellerde kimler hakan olacak
Hakkındır haksıza tacı dert etmek
Sözün bittiği gün zalim halini alacak.
Yar ile inilmez çeşmenin ayak suyuna
Onun gönlü çok incinir hoş da olunmaz
Diyar eli çok bulanık sen bakma o güle
Vur zamane yezitin dili insanı görsün.
Yollarda hancı bak dünden perişan
Sabahın seheri bin bir türlü almış başa bir hal
Mazlum da senden beklesin zalimdir susmaz
Yiğitin öç alma günü geldi şimdi hali perişan.
Aşkta gerekmez sevip sevilmek, ama seni bende görmeli....
Yasin ÇABUK
- Nerde bir gözyaşı görsem Kerbela'yı hatırlarım.
- Sadece bekleyin
- Biz insanlığı giyimlerine, kıyafetlerine veya yaşam şekillerine göre değil insanlıktan nasibini alıp almamalarına göre değerlendiririz.
- İki yüzlü kimseler hem kendine kem de çevresine zararı dokunan kişilerdir.
- Bütünlüğün ne bir fazlası ne bir azı hazdır.
- İnsanın hoşuna giden her şey aşktır, insana acı veren her şey zulümdür.
- Her insan aşkı anlamak zorundadır.
- Varlığını hissettirmediğin hiçbir şey senin için yokluk ifade etmez.
- Atatürk'ü anlayamayan nesilden umudunuzu kesin.
- Karabasan kadar korkunç insanlarla bir arada yaşayan bir nesiliz biz.
- Varlığını hissetmediğin hiçbir şey senin için yokluk ifade etmez.
- Medeniyetten yoksun insanın imanı eksiktir.
- İnsan ucuzlaştıkça çirkinleşir.
- İyiler neredeyse dünyanın en güzel yeri orasıdır.
- Hayatı akışına bırak, hiçbir şeye aldırma.
- Devleti var olmayanın milleti sağ olmaz.
- Zihni gelişmeyen insanın dünyası şekillenmez.
- Biz zamanda yoksul, mekanda zengin bir sarhoşuz.
***Sevgili okurlarım, bu sitemde en değerli sözlerimi sizler için sergilemekten onur duyarım. SEVGİLERİMLE. Yasin ÇABUK